9 Mart 2011 Çarşamba

bi pop şarkısı

geçenlerde bi gün soğuk bi kadıköy gününde, senle neler neler yaşadığımız kadıköy sokaklarında yürüdüm. sen, bi önceki büyük aşk, bu sayfalarda ve bilinçaltımda çokça ihmal edildin. yıllarımız birlikte geçmesine rağmen, yüzünü bile anımsamakta zorlandığım anlar oldu. senin değdiğin yerlerden kaçtım, adını ağzıma almadım, senden çok bahsetmem gerektiğinde eski sevgili oldun hep.
bilerek yanlış otobüse bindim, kadıköye giden. şöför ısrarla bak burda inersen daha kolay dönersin geri dese de, acelem yok dedim, giderim kadıköye... tek tek o sokakları dolaştım. balık pazarından, ermeni kilisesinin önünden geçtim, senle geçerdik önünden, her geçtiğimizde de içimin acıdığını tahmin ederdin belki de.. o zamanlar gizemli bi acıya gönderme yapan harfler bu defa birer ses oldular(sonunda ermeni alfabesini öğrendim). sonra pazarın içinde bi türk kahvesi içtim.. yoksaymadım seni. alnımdaki iğrenç ağrıya, yutkunmalarıma, dayanarak, o kahvecinin karşısındaki migrostan heyecanla çıkışlarımızı hatırladım, büyük ihtimalle o zamanlar bende hipoglisemi başlamak üzereymiş, o marketten çıktıktan sonra elimizdeki poşetlerden heyecanla çikolotaya saldırışım geldi aklıma. sonra bizi takip ettim, yukarı çıktım, antikacıların ordan yukarı modaya çıktım... modadaki evimizin olduğu sokağa...insanların acıdan çıldırdıklarından neden kafalarını duvara vurduklarını anladım...duygular o kadar acıtır ki fiziksel acı onu hafifletir sanırsın...
yazarken bile ağır...
ve korkarım o garip pop şarkısıyla karşılaşmamı başka bi zaman anlatmam gerekecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder