15 Şubat 2011 Salı

ucube kadar taş düşsün başınıza!

lafını bile etmeye değmez diyordum ama, korkunç heykeller üzerinden sanat ve politika tartışandan, tiksinç karikatürler üzerinden düşünce özgürlüğü güzellemeleri yumurtlayandan sıkıldım.
yettiniz artık. odanızda oturup tırnaklarınızı kemirerekten tatminsiz boşalmalarınıza nesne olmak istemiyorum. şeriat gelmesinden daha şiddetli bi korkum var ki: türkiyeye demokrasi gelmesi.

12 Şubat 2011 Cumartesi

ateş aleve dönünce...

geçenlerde flört ettiğim kadınlardan biri senin hayranın çıktı. tuhaf di mi?? türkiyede benden başka hayranların da var...dalga geçmek için söylediğimi sanma, senin oynadığın türden filmler pek sık gösterime girmez buralarda..zaten feminist bi film festivalinde izlemiş oynadığın filmi.
bizi düşününce aklıma kürk mantolu madonna geliyor. saf bi türk berline gider ve orda deli bi berlinliye aşık olur..gerçi sen berlinli diilsin, paris kokusu çıkmamış üstünden hala...ama dilerim sonun kürk mantolu madonna gibi olmasın, kürk manto diyince aklıma, üşüyüp üstüne aldığın mavi montun geldi. arabanın yanında durmuştuk biraz. berlindeki "o" sokakta. o'strasse' de yani..
uzun bi süredir seni "artist" olarak düşünmemiştim. kamusal alandaki varlığın gelmemişti aklıma. sonra google da küçük bi araştırma yaptım, oynadığın filmlerden birinden harika bi kare buldum. yaşlı demek istemem sana, ama gençsin o zamanlar.. boynunda bi puşi var ve arkanızda bi ateş yanıyor. ve karşındaki kadına bakıyorsun, güzelim turkuaz gözlerinin etrafındaki keskin çizgiler yok daha...iki kadın birbirinize öyle güzel bakıyorsunuz ki..bilgisayarımın masaüstüne koydum fotoğrafınızı...
geçen gün craigslist te gördüm evini, yine kiraya veriyorsun...uzun uzun baktım...uzun uzun..
her şey bi fotoğraf artık benim için...
yürek burgusu diye bi kitabı vardı henry james'in... yürek burgum benim...

6 Şubat 2011 Pazar

ağladım

ağladım
çok eski bi zamandan gelen bi dostu, kırgınlık ve utançla ayrılan yolumuzun birleştiği metro girişinde, kolundan tutup, ismini haykırdığımda, etrafımızda akan iş çıkışı kalabalığa aldırmadan sarılırken, yüzüne bakıp tekrar tekrar sarılırken,
ağladım
bütün gece el cezire izlerken, gecenin bi saati, sıcak yatağımda, televizyonda gördüğüm iki kadının eteklerine ve battaniyelere kaldırım taşlarını doldurup barikatlara yetiştirmeye çalıştıklarını gördüğümde,
ağladım
çok sevdiğim bi adama, belki de tek gerçek kırgınlığımı, yıllarca sakladıktan sonra birden dökülünce.
ağladım.
nefes aldım.