16 Ocak 2011 Pazar

kottbusser tor

bugün sabah kahvaltıdan sonra tipik pazar keyfi yapasım geldi, elime orta sınıf ailemin müptelası olduğu milliyet gazetesini aldım, koltuğa uzandım ve müzik kanallarını dolaşayım dedim, açtığım ilk müzik kanalında, berlinde senle görüştükten sonra bisikletle tempelhofer ufer e doğru giderken dinlediğim pop şarkısı çıktı, elimdeki renkli gazteyi attım, ki cidden burda gazeteler hep bild gibidir yani renkli çizgiromanlara benzer o renkleriyle, gerizekalı yerine koyarlar okuyanları,her neyse..
kottbusser tordan tempelhofer ufer e giderken bu şarkıyı açar ve trafik ışıklarına asla bakmazdım, rus ruletinden bile tehlikeli belki de, ama işte , insan tehlikeli bi iş yaparken hiç tehlikeli bi iş yaptığının farkında değildir, farkında olsa yapmaz zaten, cadde üstünde giderken hiç bakmazdım ara sokaklardan bişi gelio mu diye, hala hayatta olmamı berlinli sürücülerin dikkatine borçluyum belki de.
boynunun kemiklerini, ellerini özlemişim, almancandaki fransız aksanını, mağrur halini, ilk sevdiğim kadın oluşunu özlemişim...
belki de artık başka bi kadın için heyecanlanıyor oluşumdan, senin için heyecanlanmayı özlemişim...

o günlerden beri bu şarkı bana seni hatırlatır, sözlerinin gerçekle ironisine rağmen,
inşallah unutursun sen de, kendimi avuturum uyuturum ben de, zamanla unuturum ben de....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder