her "an" aklımda, herkese hangi an tutulduğumu iyi hatırlıyorum, o kadın o merdivenleri çıkıp karşıma dikildiğinde, o adam aylarca görüşmedikten sonra bi rakı masasında yanımda kürtçe bi şarkı söylediğinde, ve sen, kabarık kıvırcık saçların tam alnını sol köşesinden, sana "ah ne güzel esiyor, üşütüyor insanı" dedirten rüzgar, alnını sol köşesinden vurup rengarenk saçlarını sağdan sola doğru ayırdığında, biliyordum sana tutulduğumu...
yan tarafında -sanki biraz sıkılarak ama o eşsiz kibarlığından hiç ödün vermeden- dinlediğin adama bakarken, sen, ben karşında sana dalmışken, bilmem aklından neler geçiyordu...
eşsiz kibarlığın(ız), sanki her an berrak bi suya dönüşüp, içime, oradan da toprağa akacakmışsın(ız) gibi...
ben bi toprak, parçası, çaresiz açtım gözeneklerimi, ak diye her zerreme....