ağladım
çok eski bi zamandan gelen bi dostu, kırgınlık ve utançla ayrılan yolumuzun birleştiği metro girişinde, kolundan tutup, ismini haykırdığımda, etrafımızda akan iş çıkışı kalabalığa aldırmadan sarılırken, yüzüne bakıp tekrar tekrar sarılırken,
ağladım
bütün gece el cezire izlerken, gecenin bi saati, sıcak yatağımda, televizyonda gördüğüm iki kadının eteklerine ve battaniyelere kaldırım taşlarını doldurup barikatlara yetiştirmeye çalıştıklarını gördüğümde,
ağladım
çok sevdiğim bi adama, belki de tek gerçek kırgınlığımı, yıllarca sakladıktan sonra birden dökülünce.
ağladım.
nefes aldım.