27 Şubat 2010 Cumartesi

ateşli hastalık

uyandım. gözlerim ateşten yorulmuş. kemiklerimde kalan son kıkırdak damlalarına inat/sayesinde, yorganı üzerimden attım. bi kaç saattir zaten huzursuz bi iniltiyle dönüp duruyordum yatağın içinde ama sonunda o müthiş hamleyi yaptım.yorganı üzerimden attım, biraz doğrulup pencereye uzandım ve işte ohh, soğuk, temiz hava. sessiz bi cumartesi sabahı girdi pencereden içeri, ve apartman önlerini süpüren görevliler ve azgın kediler ve uzaktan gelen şehir uğultusu ve uçak sesleri. daha çocuk yaştan, ulaşımın her türlüsünü bilen biz istanbul çocukları, şimarıyor bence çok. bence hayattaki tatminsizliğimin sebebi hep bu uçaklar. ya da bu hastalıklı batımerkezcilik içimize işleyen. sanki uçaklar ve tramvaylar ve çevreyi kirletmeyen otobüsler sayesinde ilerdeyiz bi yerlerden. her şeyimiz var, tamız tamamız zannediyoruz, ama yok işte, eksiğiz hep. belki bu yüzden ne fikirler ne de uçaklar tatmin edemiyor bizi.

uyandım. pencereyi açtıktan sonra banyoya doğru süzüldüm. herkes uyuyor, ben uyanık. yüzümü filan yıkadım. koridorda yürürken küçükken hep nefret ettiğim babaannemin hasta yürüyüşünü gördüm aynada. sonra mutfağa geçtim. bi parça ekmeğe birazcık zencefilli bal sürdüm. yaktı boğazımı. sonra odama geldim.
yüksek ateş, kemiklerimdeki ilgisizlik çıtırtısı, eski sevgilimin aldığı çin kremi..
yine yalnızız.
ve sanki daim bu ateş, hiç düşmez.

24 Şubat 2010 Çarşamba

meçhul

alakamızı uyandıran bir kimseyi, bizce meçhul ve meçhullüğü derecesinde cazibeli bir hayatın unsurlarına karışmış sanmak ve hayata ancak onun sevgisiyle girebileceğimizi düşünmek bir aşk başlangıcından başka neyi ifade eder?(marcel proust)

22 Şubat 2010 Pazartesi

bakma bana öyle

böyle bişi
bende mide bulantısı, kusma, kalp krizi ve panik atak gibi gelen,
bi anda hissediverdiğim, yüzü gözümün önüne gelen.
aşk
yine
aşk
nasıl kurtulsam nasıl..
bakma bana öyle. dokunma bana öyle. bi de gülme öyle. unutturma bana her şeyi. yanına kıvrılasım var.anadili fransızca olmayan birinin.

5 Şubat 2010 Cuma

Manouchian

Tarih
bi uyku değil
üstü örtülü

ayaksesi ancak
gelmekte olan
yarı uyur
yarı uyanık
beklenmekte olan